Yangın Var
Aslı mı? Belki. Odalık mı? Asla! Ne Matisse’den ne de Çırağan Sarayından! Bir sobaydı Allah tarafından o deli hatun Upuzun saçlarıyla bir demir-döküm… Yaktıkça kendini
Aslı mı? Belki. Odalık mı? Asla! Ne Matisse’den ne de Çırağan Sarayından! Bir sobaydı Allah tarafından o deli hatun Upuzun saçlarıyla bir demir-döküm… Yaktıkça kendini
Elektrikler söndü dün gece, Zorbela toplayıp satrancın taşlarını M E C B U R E N yattık Simsiyah kediler gibi dolaşıyor koğuşta Uyuyan dostların nefesleri.
Dünyamın güzeli martılar Sizden nasıl da yok yere korkmuşum Kaşık Ada’nın orda! Dalın üstüme dalın Vurun beni, vurun Denizanası kokan gagalarınızla! Ah sizden ben nasıl
Yanaşmadan önce dağıldı iskeleye Önce karinesi, sonra sintinesi Derken alt-vasat-ve üst güvertesi Baş üst-vasat-alt Ardından kıç üst-vasat-alt yolcuları Dağıldılar bir meçhul semte Kırlangıçlarleyin ellerinde filileri,
Milletçe Aklanmaya da Paklanmaya da Çivit Çivit Çivit Çivit Çivit Çivit Çivit Çivit Çivit Çivit ÇİVİT MAVİSİ
Hiç mi sabah görmedik yani ! Böyle yeşil gökyüzü mü olurmuş ! O karpuzu hangi dürzü astı oraya ?.. Vur bıçağı , bakma yaşın gözüne
Sen değildin görüş günü tel örgüden görünen, Boncuklarla işlediğim suretindi o senin; Gölgenin güneşe nisbeti, leylim Hem seni ben, seni görmekle görmüş değilim, Görmedikce gözlerinin
Gardiyandı başımıza, kurt gibi bir gardiyan… Başı belaya girdi bir esrar dalgasından. Kuzu kuzu volta atıyor şimdi avluda. Sine-i millete döndü Ramazan
GÜMÜŞ KANATLARIYLA BEZMİMİZE GELEN O HURİLER O KUMRULAR YAŞAMI YAŞATMAK İÇİN SEVİŞMEYİ İLAN EDİYORLAR HUU ÇEKEREK İÇLERİNDEN HAKURAN KAFESLERİNDEN İNDİREREK DARAĞAÇLARINI YAPRAK YAPRAK BACH’IN YEPYENİ