
Can yücel’in Son Röportajı (27 Şubat 1997 Cumartesi)
Öfkemle sevgim arasında yaşıyorum Elinde, 13 Şubat tarihli Hürriyet Gazetesi’nin eki… ‘‘Bak’’ diyor, ‘‘Şu okuma kitabının kapağına. İhap Hulusi’nin hazırladığı kapaktaki çocuk benim. O tarihte
Öfkemle sevgim arasında yaşıyorum Elinde, 13 Şubat tarihli Hürriyet Gazetesi’nin eki… ‘‘Bak’’ diyor, ‘‘Şu okuma kitabının kapağına. İhap Hulusi’nin hazırladığı kapaktaki çocuk benim. O tarihte
İki kalp arasında en kısa yol: Birbirine uzanmış ve zaman zaman Ancak parmak uçlarıyla değebilen İki kol Merdivenlerin oraya koşuyorum, Beklemek gövde gösterisi zamanın; Çok
Bileklerimizi morartmış yeni Alman kelepçeleri, Otobüsün kaloriferleri bozuldu Kaman’dan sonra Sekiz saat oluyor karbonatlı bir çay bile içemedik, Başımızda perensip sahibi bir başçavuş. Niğde üzerinden
Ey yüreğim Sen kasırgalara dayanmışsın Rüzgârla mı yıkılacaksın Başka çare yok yüreğim Dosta düşmana karşı Ayakta kalacaksın Sen ne ayrılıklar görmüşsün Ne acılar Boşa yağmamış,
Boş ver be yaşı! Gönlün ne kadar genç ondan haber ver? Şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver?
Ömür dediğimiz nedir ki ? Çay bardakta Soğuyana dek geçen zaman Çayınız bardakta soğumadan Tadıyla için hayatı Soğutmadan sevgileri Soğutmadan sevdaları Soğutmadan dostlukları Yaşayın doyasıya
Bunca zaman bana anlatmaya çalistigini, Kendimi buldugumda anladim. Herkesin mutlu olmak için baska bir yolu varmis Kendi yolumu çizdigimde anladim.. Bir tek yasanarak ögrenilirmis; hayat,
ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında; sevdalanmış onun deli dalgalarına. hırçın hırçın kayalara vuruşuna, yüreğindeki duruluğa… …demiş ki suya: gel sevdalım ol, hayatıma
Dostlar ırmak gibidir Kiminin suyu az, kiminin çok Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya İnsanlar vardır; üstü nilüferlerle kaplı, Bulanık bir göl