Fitilli
İçerimde bir bokluk var Yıkıyorum, yıkıyorum, yıkılmıyor Yüzümde bir maske var Çekiyorum, çekiyorum, çıkmıyor Böğrümde bir ölü çocuk Ölüyorum, ölüyorum, ölmüyor Gözümde bir çakmak var
İçerimde bir bokluk var Yıkıyorum, yıkıyorum, yıkılmıyor Yüzümde bir maske var Çekiyorum, çekiyorum, çıkmıyor Böğrümde bir ölü çocuk Ölüyorum, ölüyorum, ölmüyor Gözümde bir çakmak var
Kafka’nın “Fare” öyküsü üzre, Gözüme nasıl büyük görünürdü Şu Sirkeci Garı’nın lokantası! Sekiz-on yıl kapalı durup yeniden açıldığında. Gittim baktım ki götiçi kadar kalmış O
Marx’ın da pek sevdiği bir Latin sözünü anımsıyorum Nihil humanum mihi alienum est Bu sözün altına ben de imzamı basıyorum İnsana ilişkin ne varsa kabulüm
Kırılan bir çaydanlıktı biz öyle sandık Ya da bir yıldız uyanmış sonra uyanıvermiş Öyle şaşılası bişey ki şaşmadım bile Sen söyledin Türkçe yüzermiş Capon balıkları
Birden bire uyuyacağım Bunca uykulu uykusuzluktan sonra Sanki papatyalar açacak balkonumun önünde Kediler gelip içine sıçacaklar Gübre… Uyuyacağım herkesi uyutmak için değil Uyandırmak için Ben
Yardın be cancağızım Yardın sonunda şu Beyoğlu trafiğini İlkyardım pamuklarıyla o ölümcül acelenden Korna çiçekleri açıyor şimdi yaralarının üzerinde Ölen yok sen gibi güzel Sınıfsal
Davacı zengin, davalı yoksulsa Zenginden yana işler yasa Davacı yoksul, davalı zenginse Davalıda kalır yine nizalı arsa Davacı da davalı da zenginse davada Özür diler
Kuzu gibi olun diyorlar Büyüyüp ortaya çıkınca Koyun gibi gütmek için sizi
Belkim bir kertenkeleydim piç edilmiş bir yağmurun serini bir güzelin çirkiniydim çirkinlerin en güzeli yeşil koşsa güneşlerin gölgesi ben en hızlı yeşiliydim kurbağa yarışlarında annemin